güney etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
güney etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Eylül 2016 Cumartesi

Yılmaz Güney, 1988 - BBC TÜRKÇE

16 Aralık 2011 Cuma

Batman'da Festival Zamanı - Yılmaz Güney Film Festivali



Batman Belediyesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Yılmaz Güney Film Festivali başlıyor. 
BATMAN - Batman Belediyesi tarafından 13-18 Aralık tarihleri arasında yapılacak olan 2. Yılmaz Güney Film Festivali’nin programı Belediye Başkan Yardımcısı Gülistan Akel tarafından açıklandı. Belediye Meclis Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında Belediye Başkanvekili Dicle Tekik ve Belediye Yardımcısı Mustafa Tuğyıldız da katıldı. 40 kısa metrajlı film, 22 belgesel film, 7 film öyküsü arasından ön elemeyi geçen 10 belgesel film ile 15 kısa filmin gösteriminin yer alacağı festival yarın yapılacak kokteyl, müzik dinletisi ve "İz" adlı uzun metrajlı filmin gösterimi ile başlayacağını belirten Akel, "Programın içerisinde sınır ötesindeki filmler, Kürt sineması ve estetik sorunları, öteki sinema, Türk sinemasında kadın temsiliyeti konularının da yer aldığı 7 panel ve söyleşi yer alıyor" dedi.

Yarışmaya katılmayı hak kazanan filmler dışında tematik filmlerden oluşan 13 seçki ve Yılmaz Güney'e ait 2 film gösteriminin de yapılacağını belirten Akel, kapanışta Yüksel Aksu'nun “Entel Köy Efe Köye Karşı” adlı filminin gösterimi ve film ekibi ile söyleşi yapılacağını kaydetti. Film festivaline bu yıl gazeteci, yazar, film eleştirmenleri, yönetmenler, juri üyeleri, kamuoyunun yakından bildiği sinema oyuncuları, akademisyenler dahil olmak üzere 70'i aşkın davetlinin de katılacağını belirten Akel, "Film yarışmamıza başvuran eserler arasından juri tarafın ödüle layık görülenlere verilecek ödül ile programımız son bulacak. Ödüllerimiz kısa filmde birinciye 5 bin lira, ikinciye 3 bin lira, üçüncüye 2 bin lira; en iyi belgesele 5 bin, en iyi kısa film öyküsüne 3 bin lira ödül olacak. Ayrıca sinemaseverler tarafından seçilecek bir filme de izleyici ödülü olarak festival heykelciği verilecek" diye belirtti. 

2.Yılmaz Güney Film Festivali Programı 

13 Aralık Salı 2011
Açılış: 
Kokteyl : 18.00 - 18.30
Salon Programının Başlaması: 18.35
Festival Dinletisi:
Saat: 19.15 - 19.45
Mustafa Biber - Film Müzikleri Dinletisi
Festival'in açılış filmi : "İZ"
Saat: 20.00
Söyleşi: Yönetmen ve Film Ekibi

14 Aralık Çarşamba 2011
Saat: 13:00
"Habemus Papam"
Nanni Moretti - 2011 - 104'- İtalya
Saat: 15:00
A Grubu Kısa Yarışma Filmleri Gösterimi
Ölümün Rengi - Aydın Orak - 10'.44"
Kesk - Yeşil - Emin Doğan - 13'.00"
Bedengi - Sessizlik - Aziz Çapkurt - 13'.23"
Ademin Kuyusu - Veysel Cihan Hızar - 18'.42"
Ya Roj Dı - Bir Günde - A.Rahman Baydemir - 5'.30"
Saat: 16: 15
A Grubu Belgesel Yarışma Filmleri Gösterimi
Halabja - Arkam Hidou - 72'
Berivan - Aydın Orak - 51'
Panel: "Kısa Filmin Tarihçesi, Konumu ve Misyonu"
Saat: 18:30 - 19:30
Konuşmacı: Özgür Şeyben, Alper Yılmaz
Not: Panel Sırasında Alper Yılmaz'ın "Sivil" ve "Karanlığın İçindeki Kireç Badanalı Ev" adlı filmleri gösterilecek ve panel devam edecek.
Festival Seçkisi Filmleri - 1
Saat: 19:45
Sınırların Ötesindeki Filmler:
"Komşular, Güvercin Ustası,Kukla Tiyatrosu,Galata,Kaybolmayan Çocuklar"
Kaybolmayın Çocuklar
Kukla Tiyatrosu
Söyleşi: Çiğdem Mater
Saat: 22:15

15 Aralık Perşembe 2011
Saat: 13:00
"Ağrı Dağının Kadınları - 2004 - 85' - Erwann Briand"
Festival Seçkisi Filmleri - 2
Kısa Film Gösterimi: 
Saat: 14:45
Mezopotamya Sinema Atölyesi Öğrencileri Bitirme Projesi
Karanlığı Beklerken - Hewiya Tariye- 15' -2011
Saat: 15:00
B Grubu Kısa Yarışma Filmleri Gösterimi
Pişti İlone - Ramazan Güneş - 9.'34"
Bark - Ömer Çakan - 19'.06"
Zamanın Avuçları - Ali Aktemur - 11'.47"
Perepara - Bedirhan Sakçi -8'.05"
Yusuf'un Rüyası - Ferit Karahan - 13'.56"
Saat: 16: 30
B Grubu Belgesel Yarışma Filmleri Gösterimi
Annem Barış İstiyor - Aziz Çapkurt - 49'
Rewşen - Cemil Oğuz - 44'
Bîstane Zêrîn- Seyda Goyan - 29'
Panel: "Türkiye Sinemasında Kadın Temsiliyeti"
Saat: 18.45 -19:45
Konuşmacılar: Zuhal Çetin Özkan , Asiye Dinçsoy
Film Gösterimi
Saat:20:00
"Zavallılar"
Yılmaz Güney -1974 - 72'- Türkiye
Oyuncular: Yılmaz Güney, Kamran Usluer, Osman Alyanak, Arap Celal

16 Aralık Cuma 2011
Saat: 13:00
"Pariste Gece Yarısı"
Woody Allen -2011 - 94'-İspanya - ABD
Oyuncular: Owen Wilson, Rachel McAdams, Michael Sheen
Saat: 14:4
C Grubu Kısa Yarışma Filmleri Gösterimi
Toros Canavarı - Fırat Yavuz - 8'45"
Provasız Göçer Hayat - Rojda Şükran Karaş - 19'.00
Sudan Korkan Adamlar - Selim Akgül , Seren Gel - 12'.46"
Pera Berbange - Arin İnan Aslan - 15'.00
Ali Ata Bak - Orhan İnce - 11'.59"
Saat: 16:15
C Grubu Belgesel Yarışma Filmleri Gösterimi
Sılo Qız - Bülent Boral - 38'
Camdan Köprüler - Kibar Dağlayan Yiğit - 54'
Saat: 18:00 - 20.00
Panel: "Kürt Sineması ve Estetik Sorunları" 
Konuşmacılar: Zahit Atam, Yüksel Yavuz, Nazmi Kırık
Saat: 20:30
Film Gösterimi: 
Oğlunuz Erdal- Tunç erenkuş-76'-2011

17 Aralık Cumartesi 2011 
Saat: 13:00
Vicdan Filmleri -2010 -90'
Söyleşi: Pakrat Estukyan
Saat: 15.15
Film Gösterimi: 
D Grubu Belgesel Yarışma Filmleri Gösterimi
Be Wetan - Hadi Sümer - 44'
Wir Tragen Sutik - Rindo Sur - 18'
Evdale Zeynike - Bülent Gündüz - 72'
Saat: 17: 45
Film Gösterimi:
"Artist" 
Michel Hazanavicius - 100' - 2011- Fransa 
Saat:19.45
Panel: " Öteki Sinema"
Konuşmacılar : Önder Çakar, Sevil Demirci, Seren Yüce
Moderatör: Suncem Koçer
Saat: 21:15
"Seyithan Toprağın Gelini"- 1968 -75'-Yılmaz Güney 
Oyuncular: Yılmaz Güney, Hayati Hamzaoğlu,Nebahat Çehre,Nihat Ziyalan;
Danyal Topatan

18 Aralık Pazar 2011
Saat: 12:00
Boy Aynası - Halil Uysal - 109' - 2002
Belgesel Film Gösterimi : 
Saat:14:00
"Karavagon" - Özgür Fındık - 2011 - 74'
Saat: 15:30
"Pippa'ya Mektubum" - Bingöl Elmas - 2011 - 60'
Festival Seçkisi Filmleri - 3
Saat: 16:45
Kısa Film Gösterimi:
Kewoka Spî - Viyan Mayi - 19'
Sero- Shukri Ali - 5'.18"
Wijdan - Shukri Ali - 9'.20"
Panel: "Belgesel Sinema ve Toplumsal Bellek"
Saat: 17:30 - 19:00
Konuşmacılar : Enis Rıza, Ahmet Soner, Bingöl Elmas 
Kapanış : 19:15
Kapanış Filmi: 
"Entelköy Efeköy'e Karşı" - Yüksel Aksu - 117'-2011
Film Gösterimi
Ödül alan Filmler ve Kısa Öykü
Saat: 21:30
Ödül Töreni

8 Kasım 2011 Salı

Yılmadan mücadele eden devrimcilere - Yılmaz Güney


Yok­sul, ge­ri ve ba­ğım­lı ül­ke­miz­de, hal­kı­mı­zın em­per­ya­list bo­yun­du­ruk­tan an­cak dev­rim­le kur­tu­la­ca­ğı­na ina­nan, bu uğur­da yıl­ma­dan mü­ca­de­le ve­ren yi­ğit ar­ka­daş­la­rım… Yılmaz GüneyMer­ha­ba!…
Ta­ri­hin ken­di­le­ri­ne dev­ri­me ön­der­lik gö­re­vi­ni yük­le­di­ği iş­çi sı­nı­fı­nın kah­ra­man ço­cuk­la­rı…
Mer­ha­ba!…
Mer­ha­ba, em­per­ya­liz­me kar­şı yi­ğit­çe sa­va­şan dün­ya halk­la­rı!… Mer­ha­ba!…
Ar­ka­daş­la­rım, kar­deş­le­rim!…
Biz­ler, mo­dern kö­le­ci top­lu­mun çe­şit­li alan­la­rın­da ça­lı­şan ve alın te­ri­miz­le, ko­lu­mu­zun, bey­ni­mi­zin üret­ken­li­ği ile ona can ka­tan, bu sis­te­min var­lık ne­de­ni üc­ret­li mo­dern kö­le­le­riz. Biz­le­ri üc­ret­li kö­le ya­pan, üre­tim araç­la­rı­nın özel mül­ki­ye­ti­ni elin­de tu­tan, bü­tün ça­lı­şan­la­rı ken­di çı­kar­la­rı­na hiz­met et­me­ye zor­la­yan, em­per­ya­liz­min uşa­ğı bü­yük ser­ma­ye ve onun ge­ri­ci or­tak­la­rı­dır. On­la­rı, ge­niş halk sı­nıf ve ta­ba­ka­la­rı üze­rin­de sö­mü­rü ve ta­hak­küm­le­ri­ni sür­dü­re­bil­mek için, si­ya­si, eko­no­mik, as­ke­ri, ide­olo­jik ve sos­yal ku­rum­la­ra sa­hip­tir­ler. Üre­tim araç­la­rı­nın özel mül­ki­ye­ti, top­lu­mun or­tak mül­ki­ye­ti ha­li­ne dö­nüş­tü­rül­me­den, iş­bir­lik­çi ser­ma­ye sı­nı­fı, ge­ri­ci or­tak­la­rı ile bir­lik­te ye­nil­me­den, em­per­ya­liz­mi ve dün­ya ge­ri­ci­li­ği­nin ide­olo­ji­si ve si­ya­se­ti ye­nil­me­den ger­çek öz­gür­lük müm­kün de­ğil­dir. İş­te bu­nun için ger­çek öz­gür­lük, ba­ğım­sız­lık ve de­mok­ra­si için biz­ler, mo­dern top­lu­mun üc­ret­li kö­le­le­ri, boy­nu­muz­da­ki, kol­la­rı­mız­da­ki, ar­tık hal­ka­la­rı çü­rü­müş esa­ret zin­cir­le­ri­ni, üc­ret­li kö­le­li­ğin mad­di ve ma­ne­vi te­me­li­ni par­ça­la­mak için sos­ya­liz­min bi­li­mi­ni öğ­ren­me­li­yiz… Ona gü­ven­me­li­yiz… ül­ke­mi­zin dev­rim­ci pra­ti­ği ile bir­leş­ti­re­ce­ği­miz sos­ya­liz­min ev­ren­sel ger­çe­ği kur­tu­lu­şun ay­dın­lık yo­lu­nu bi­ze gös­te­re­cek­tir…
Kar­deş­le­rim!…
Bu­gü­ne ka­dar, sos­ya­list mü­ca­de­le­nin en önem­li ha­ta­la­rın­dan bi­ri, iş­çi sı­nı­fı ha­re­ke­tiy­le bir­li­ği­ni ku­ra­ma­ma­sı­dır. Bu, sos­ya­liz­min özü­nü kav­ra­ya­ma­yan bur­ju­va ve kü­çük bur­ju­va ay­dın çev­re­ler­den ge­len sı­nıf­sal bir has­ta­lık­tır.
Sos­ya­liz­min, iş­çi sı­nı­fı ve onun dev­rim­ci par­ti­si­nin ön­der­li­ğin­de köy­lü­le­re, dar ge­lir­li yok­sul emek­çi kit­le­le­re, on­la­rın ger­çek mad­di ih­ti­yaç­la­rı­na ce­vap ve­ren, top­lu­mu de­ğiş­ti­re­cek bir öğ­re­ti ola­rak gö­rü­le­ce­ği yer­de, bur­ju­va­zi ege­men güç­le­re hoş gö­rün­mek, sos­ya­liz­min teh­li­ke­siz, za­rar­sız bir öğ­re­ti ol­du­ğu­nu ka­bul et­tir­mek, inan­dır­mak için, ha­ya­ti il­ke­ler­den ta­viz ve­ril­miş, sos­ya­liz­min bi­li­mi ku­şa çev­ril­miş, ta­nın­maz ha­le ge­ti­ri­le­rek kat­le­dil­miş­tir… Bu­na rağ­men bur­ju­va­zi, ken­di şe­fa­ati­ne sı­ğı­nan sos­ya­list­le­ri ez­mek­ten ka­çın­ma­mış­tır.
Sı­nıf mü­ca­de­le­si­nin ye­nil­me­ye mah­kum ka­na­dı olan bur­ju­va­zi iyi bi­li­yor ki, sos­ya­lizm ken­di­si için çok teh­li­ke­li­dir. Bur­ju­va­zi­nin fa­şist ge­ri­ci ke­si­mi, re­form­cu ka­na­dı­na bi­le ta­ham­mül ede­mez. En kü­çük de­mok­ra­tik kı­pır­tı­lar­dan bi­le ür­ker. Fa­kat ne ya­zık ki hal­kın ge­li­şen mü­ca­de­le­si­ni ve sos­ya­liz­min dev­rim­ci ışı­ğı­nı sön­dür­me ola­na­ğı ar­tık yok­tur. Bas­kı ve şid­de­ti, zin­dan­la­rı ve da­ra­ğaç­la­rı öm­rü­nü uzat­ma­ya­cak, aksi­ne kı­sal­ta­cak­tır. Çün­kü sos­ya­list mü­ca­de­le, gü­cü­nü iş­çi sı­nı­fı­nın ve emek­çi kit­le­le­rin ta­ri­hi hak­lı­lı­ğın­dan alır. Ama­cı halk ik­ti­da­rı­nı, halk de­mok­ra­si­si­ni kur­mak­tır. Em­per­ya­liz­me, bur­ju­va­zi­ye ve ge­ri­ci or­tak­la­rı­na ta­viz ve­re­rek, uz­la­şa­rak, sos­yal ba­rış ma­sal­la­rıy­la şi­rin gö­rün­mek ih­ti­ya­cı duy­maz.
Ya­pı­la­cak tek şey pro­le­tar­ya­nın dev­rim­ci par­ti­si­nin ön­der­li­ğin­de, yok­sul emek­çi sı­nıf ve ta­ba­ka­la­rın ger­çek ih­ti­yaç­la­rı­nı te­mel ala­rak, em­per­ya­liz­me, bur­ju­va­zi­ye ve ge­ri­ci or­tak­la­rı olan fe­odal ka­lın­tı­la­ra, on­la­rın si­ya­set ve ide­olo­ji­le­ri­ne kar­şı yıl­ma­dan mü­ca­de­le et­mek­tir.
Par­ti­den, pro­le­tar­ya­nın ik­ti­dar mü­ca­de­le­si­ne ön­der­lik ede­cek par­ti­yi an­lı­yo­ruz. Ay­nı za­man­da böy­le bir par­ti­nin, opor­tü­nist­le­re, re­viz­yo­nist­le­re, dog­ma­tik­le­re, sol sek­ter­le­re kar­şı aman­sız, uz­laş­maz bir sa­vaş ver­me­den, par­ti saf­la­rı­nı bu un­sur­lar­dan te­miz­le­me­den dev­ri­me ön­der­lik gö­re­vi­ni ba­şa­rıy­la ye­ri­ne ge­ti­re­ce­ği­ne de inan­mı­yo­ruz.
Kar­deş­le­rim!…
Em­per­ya­liz­min yi­ğit dün­ya halk­la­rın­dan ağır dar­be­ler ye­di­ği şu gün­ler­de, em­per­ya­liz­min uşak­la­rı, fa­şist bas­kı, ter­tip ve tu­zak­la­rı yo­ğun­laş­tı­rıp hal­kın ge­li­şen mü­ca­de­le­si­ni ön­le­mek, sap­tır­mak is­ti­yor­lar. On­la­ra ve­ri­le­cek doğ­ru ce­vap, en kı­sa za­man­da dev­rim­ci ha­re­ke­tin bir­li­ği­ni oluş­tur­mak­tır. Önü­müz­de­ki ta­ri­hi gö­rev bu­dur ve ta­ri­hi zo­run­lu­luk­ta bu­nu em­re­di­yor.
Evet!… Acil gö­re­vi­miz “DEV­RİM­Cİ HA­RE­KE­TİN BİR­Lİ­⁄İ­DİR”…
Bü­tün yü­re­ğim­le ina­nı­yo­rum ki, an­ti-em­per­ya­list mü­ca­de­le bir­li­ği­ni oluş­tu­rur­sak… EM­PER­YA­LİZM ÇÖ­KE­CEK­TİR…
Fa­şiz­me kar­şı en ge­niş bir­li­ği ku­rar, dev­rim­ci halk ha­re­ket­le­ri­ni ör­güt­ler, ge­liş­ti­rir­sek… FA­ŞİZM YE­Nİ­LE­CEK­TİR…
Dev­rim­ci ha­re­ke­tin bir­li­ği ger­çek­leş­ti­ri­le­bi­lir­se, iş­çi sı­nı­fı­nın ve onun dev­rim­ci par­ti­si­nin ön­der­li­ğin­de… HAL­KIN DE­MOK­RA­TİK İK­Tİ­DA­RI ZA­FE­RE ULA­ŞA­CAK­TIR… 

YILMAZ GÜNEY (Si­ya­si Ya­zı­lar, Cilt 3, say­fa 101-104, Mayıs Yayın­ları)

Yıl­maz Gü­ney’in dün­ya ay­dın ve sa­nat­çı­la­rı­na çağ­rı­sı


Aşa­ğı­da, Yıl­maz Gü­ney’in 6 Ka­sım 1983 se­çim­le­riy­le Tür­ki­ye’nin de­mok­ra­tik­leş­ti­ği yön­lü ya­lan­la­ra kar­şı dün­ya ay­dın ve sa­nat­çı­la­rı­na yö­ne­lik yap­tı­ğı çağ­rı­yı ya­yın­lı­yo­ruz. Söz­ko­nu­su çağ­rı, “Mayıs” dergisi­nin 1984 ta­rih­li 3. sa­yı­sın­da ya­yın­lan­mış­tır. — Gü­ney
“Tür­ki­ye­li an­ti-fa­şist dev­rim­ci de­mok­rat bir sa­nat­çı ola­rak, ül­kem­de hâ­lâ de­vam et­mek­te olan iş­ken­ce­le­ri, in­san­lık dı­şı bas­kı ve dav­ra­nış­la­rı, in­san hak­la­rı­nın ha­ya­sız­ca ayak­lar al­tı­na alı­nı­şı­nı, Kürt ulu­su ve di­ğer azın­lık­lar üze­rin­de gün­den gü­ne yo­ğun­la­şan bas­kı­la­rı du­yur­ma­yı, bir gö­rev bi­li­yo­rum; ve bu ko­nu­da, de­mok­ra­si ve in­san hak­la­rı­nı sa­vun­ma mü­ca­de­le­mi­ze bü­yük kat­kı­la­rı do­ku­na­cak yar­dım­la­rı­nı­zı ri­ca edi­yo­rum. Fa­şizm ne­re­de olur­sa ol­sun, o, bü­tün in­san­lı­ğın or­tak düş­ma­nı­dır ve ona kar­şı el­bir­li­ğiy­le sa­vaş­mak ge­re­kir.
Bi­lin­di­ği gi­bi, 6 Ka­sım 1983’de, Tür­ki­ye’de ge­nel se­çim­ler ya­pıl­dı. Ge­ne­ral­le­rin ve on­la­rın gü­dü­mün­de­ki­le­rin id­di­ası­na gö­re, bu, “de­mok­ra­tik” bir se­çim­dir, ve so­nuç­ta “de­mok­ra­si­ye” ge­çil­miş­tir. Ne ya­zık ki, dün­ya­nın bir­çok ül­ke­sin­de ol­du­ğu gi­bi, Fran­sa’da da bu ya­la­na ina­nan­lar, ya da ger­çek­ten de­mok­ra­si­ye ge­çil­di­ği­ni sa­nan­lar ol­duk­ça ço­ğun­luk­ta. Rad­yo­lar, TV’ler ve ga­ze­te­ler, esas ola­rak, fa­şist ge­ne­ral­le­rin oyu­nu­na uy­gun ha­ber­ler ve yo­rum­lar yap­mış­lar ve dün­ya ka­mu­oyu­nun al­da­tıl­ma­sı­na önem­li kat­kı­lar­da bu­lun­muş­lar­dır. Fa­şist­le­rin ya­lan­la­rı­na, sah­te­kâr­lık­la­rı­na kar­şı çık­mak on­la­rın ter­tip ve hi­le­le­ri­ni boz­mak, her de­mok­ra­tın kut­sal gö­re­vi ol­ma­lı­dır.
6 Ka­sım se­çim­le­ri gös­ter­me­lik bir se­çim­dir. Fa­kat, bu­na rağ­men, hal­kın fa­şist ge­ne­ral­le­re ve on­la­rın as­ke­ri dik­ta­la­rı­na kar­şı ol­du­ğu, bu se­çim­de açık­ça or­ta­ya çık­mış­tır. Halk, Ge­ne­ral Ev­ren’in, açık­ça des­tek­le­di­ği, dev­let rad­yo ve TV’sin­den hal­kı oy ver­me­ye ça­ğır­dı­ğı “Mil­li­yet­çi De­mok­ra­si Par­ti­si”ne en az oyu ver­di. Gös­ter­me­lik ve sah­te bir “sos­yal-de­mok­rat” par­ti olan ve Ev­ren’in gü­ven­di­ği ki­şi­ler ta­ra­fın­dan ku­ru­lan “Halk­çı Par­ti”, halk­çı­lı­ğı sa­de­ce adın­dan iba­ret ol­ma­sı­na rağ­men, halk, bu par­ti­ye, de­mok­ra­si­ye duy­du­ğu öz­le­min ifa­de­si ola­rak yüz­de 30 oy ver­di. Halk­ta si­vil­leş­me umu­du ya­ra­tan, kad­ro­la­rı as­ker­le­ri al­ma­yan, gös­ter­me­lik de ol­sa mev­cut hü­kü­me­te eleş­ti­ri­ler yö­ne­ten Ana­va­tan Par­ti­si, “or­ta­di­rek” di­ye ta­nım­la­dı­ğı, iş­çi­le­re, köy­lü­le­re, me­mur­la­ra ses­le­ne­rek oy­la­rın ço­ğu­nu al­dı ve hü­kü­met ola­na­ğı el­de et­ti. Halk, ken­di­si­ne su­nu­lan üç al­ter­na­tif­ten bi­ri­ni seç­me­ye zo­run­lu bı­ra­kıl­mış­tı. Oy kul­lan­ma­yan­lar hak­kın­da so­ruş­tur­ma açı­la­cak­tı; ha­pis ve pa­ra ce­za­la­rı ko­nul­muş­tu.
6 Ka­sım ön­ce­si­ne ba­kar­sak, ge­ne­ral­le­rin na­sıl de­mok­rat ol­du­ğu­nu an­la­mak­ta zor­luk çek­me­yiz; se­çim­le­rin da­nı­şık­lı bir dö­ğüş ol­du­ğu­nu, ama­cın hal­kı ve dün­ya ka­mu­oyu­nu al­dat­mak ol­du­ğu­nu gö­rü­rüz.
Öy­le bir Ana­ya­sa ha­zır­lan­mış ve ka­bul et­ti­ril­miş­tir ki, hü­kü­me­te kim ge­lir­se gel­sin, de­ği­şen bir­şey ol­ma­ya­cak­tır. As­ker­le­re ABD ta­ra­fın­dan da­ya­tı­lan eko­no­mik-si­ya­si prog­ram ak­sa­ma­dan yü­rü­ye­cek­tir. Ku­ru­la­cak mec­lis gös­ter­me­lik­tir. Mec­lis­ten çı­kan ka­rar­la­rın ha­yat bul­ma­sı için, Cum­hur­baş­ka­nı Ge­ne­ral Ev­ren, Mil­li Gü­ven­lik Kon­se­yi üye­le­ri ve on­la­rın tes­pit et­ti­ği ki­şi­ler­den olu­şan “Cum­hur­baş­kan­lı­ğı Kon­se­yi”nin ona­yı ge­rek­mek­te­dir. On­la­rın ona­yı­nı al­ma­yan hiç­bir şey ya­pı­la­maz.
Sı­kı­yö­ne­tim kal­dı­rıl­dı­ğı tak­tir­de, sı­kı­yö­ne­tim gö­rev­le­ri­nin uy­gu­la­na­bil­me­si için bü­tün ted­bir­ler alın­mış­tır. Po­li­se, va­li­lik­le­re, böl­ge ko­mu­tan­lık­la­rı­na ola­ğa­nüs­tü yet­ki­ler ta­nın­mış­tır. Ki­şi ve ko­nut do­ku­nul­maz­lı­ğı, ki­şi­sel hak ve öz­gür­lük­ler, ha­ber­leş­me ve se­ya­hat öz­gür­lü­ğü, mah­ke­me ka­ra­rı­na ge­rek kal­ma­dan, po­lis ve va­li­lik­ler­ce is­ten­di­ği an­da yo­ke­di­le­bi­lir. Po­li­se, söz­de ya­sal, “öl­dür­me yet­ki­si” ve­ril­miş­tir. Sı­kı­yö­ne­tim mah­ke­me­le­ri­nin gö­rev­le­ri­ni, özel bir bi­çim­de se­çi­len ge­ri­ci ve fa­şist sav­cı ve yar­gıç­lar­dan olu­şan “Dev­let Gü­ven­lik Mah­ke­me­le­ri” yü­rü­te­cek­tir.
Emek­çi­le­rin, ay­dın­la­rın, öğ­ren­ci­le­rin, me­mur­la­rın eko­no­mik, de­mok­ra­tik ve si­ya­sal ör­güt­len­me hak­la­rı el­le­rin­den alın­mış­tır. Ye­ni ba­sın ya­sa­sı, ba­sı­nı kö­le­leş­tir­me ya­sa­sı ola­rak en açık bi­çi­miy­le or­ta­da­dır. Sa­nat, özel­lik­le si­ne­ma san­sü­rün kıs­ka­cı al­tın­da­dır. Son ola­rak TV için ha­zır­la­nan bir film, yet­ki­li­ler­ce sa­kın­ca­lı bu­lun­du­ğu için ya­kıl­mış­tır. Kla­sik bur­ju­va de­mok­ra­si­si­ni sa­vu­nan­lar, “kö­kü dı­şar­da ide­olo­ji­le­rin uşak­la­rı”, “ko­mü­nist”, “anar­şist”, “bö­lü­cü” ve hat­ta “va­tan ha­ini” ola­rak ad­lan­dı­rıl­mak­ta ve ço­ğu ta­ki­bat­la­ra uğ­ra­mak­ta­dır­lar.
6 Ka­sım se­çim­le­rin­den ön­ce ge­ne­ral­ler, “Bü­yük Tür­ki­ye Par­ti­si”ni, “Sos­yal-De­mok­rat Par­ti”yi, “Doğ­ru Yol” par­ti­si­ni, bur­ju­va par­ti­le­ri ol­ma­la­rı­na rağ­men ve­to et­ti ve se­çim­le­re ka­tıl­ma­la­rı­nı en­gel­le­di. Ba­ğım­sız ola­rak se­çi­me ka­tıl­mak is­te­yen yüz­ler­ce mil­let­ve­ki­li ada­yı, yi­ne ve­to edi­le­rek saf dı­şı bı­ra­kıl­dı­lar. Se­çim ön­ce­si öy­le bir ele­me ya­pıl­mış­tır ki, se­çi­me ka­tı­lan üç par­ti­den han­gi­si hü­kü­met olur­sa ol­sun, de­ği­şen bir­şey ol­ma­ya­cak­tır. Ni­te­kim, se­çi­mi ka­za­nan par­ti­nin baş­ka­nı Tur­gut Özal, 12 Ey­lül dar­be­sin­den ön­ce, Baş­ba­kan olan De­mi­rel’in yar­dım­cı­sıy­dı ve “24 Ocak Ka­rar­la­rı” ola­rak bi­li­nen IMF ka­rar­la­rı­nın uy­gu­la­yı­cı­sıy­dı ve 12 Ey­lül’den son­ra da, dev­let ba­ka­nı ve baş­ba­kan ola­rak gö­rev­len­di­ril­di. Se­çim­ler­den bir sü­re ön­ce gö­re­vin­den alın­dı ve “gü­ve­ni­lir” bir ki­şi ol­du­ğu için par­ti kur­ma­sı­na izin ve­ril­di.
6 Ka­sım se­çim­le­ri ya­pıl­mış­tır; söz­de “de­mok­ra­si­ye” ge­çil­miş­tir. Fa­şist bir ana­ya­sa­nın göl­ge­sin­de, söz, dü­şün­ce ve ör­güt­len­me öz­gür­lük­le­ri­ni ağır ce­za­lar­la sı­nır­la­yan ce­za ya­sa­la­rı ve özel mah­ke­me­le­riy­le, özel iş­ken­ce ev­le­riy­le, özel ce­za­ev­le­riy­le bir de­mok­ra­si. Se­çi­min he­men ar­dın­dan, BA­RIŞ DER­NE­Ğİ ku­ru­cu­la­rı, beş ile se­kiz yıl ara­sın­da de­ği­şen ce­za­la­ra çarp­tı­rıl­dı­lar. Mah­ke­me­ler, yi­ne ka­lem­le­ri kı­ra­rak idam ce­za­la­rı yağ­dı­rı­yor. Yi­ne “ye­ni de­mok­ra­si”nin onu­ru­na, Türk-Yu­nan ger­gin­li­ği­ni art­tı­ran ve Kıb­rıs’ta bir sa­vaş çağ­rı­sı olan “Ba­ğım­sız Türk Dev­le­ti” ilan edi­li­yor. Yi­ne “ye­ni de­mok­ra­si”nin onu­ru­na, ek­mek­ten tu­za, ben­zin­den kib­ri­te her­şe­yin fi­atı yük­se­li­yor. Kürt ulu­su üze­rin­de teh­dit­ler, bas­kı­lar, kı­yım­lar yo­ğun­la­şı­yor. Er­me­ni azın­lı­ğın kont­ro­lu için ye­ni bir ma­sa “Er­me­ni Ha­re­ket Ma­sa­sı” ku­ru­lu­yor. Kont­rol­ler, ara­ma­lar, ev bas­ma­lar hız ka­za­nı­yor. Ya­kın­da idam­lar ye­ni­den baş­la­tı­la­cak. Ce­za­ev­le­rin­de ha­yat her za­man­ki gi­bi kö­tü. Eğer dün­ya de­mok­rat ka­mu­oyu, ge­ne­ral­le­rin sun­du­ğu “de­mok­ra­si oyu­nu” kar­şı­sın­da sus­kun ve ka­yıt­sız ka­lır­sa, in­san hak­la­rı­nın de­mok­ra­si­nin çiğ­nen­me­si­ne se­yir­ci kal­mış ola­cak ve on­la­rın utan­maz ce­sa­ret­le­ri­ne bo­yun eğ­miş ola­cak­tır. Fa­şist­le­rin dü­zen­le­di­ği “de­mok­ra­si gül­dü­rü­sü” bo­zul­ma­lı, ge­ne­ral­ler la­yık ol­duk­la­rı tep­ki­le­ri gör­me­li­dir­ler. Fa­şiz­me kar­şı dur­mak, ye­ni bir dün­ya sa­va­şı­na kar­şı dur­mak de­mek­tir. Siz­le­rin, Tür­ki­ye’de, de­mok­ra­si, in­san hak­la­rı, dün­ya ba­rı­şı­na kar­şı, ulu­sal azın­lık­la­rın ulu­sal ve kül­tü­rel hak­la­rı­na kar­şı kı­lınç­la­rı­nı ku­şan­mış olan ge­ne­ral­le­re ve on­la­rın sa­dık si­vil ta­kip­çi­le­ri­ne tep­ki­niz, uya­rı­nız, dün­ya ba­rı­şı, in­san­lık onu­ru ve de­mok­ra­si mü­ca­de­le­si için bir ka­zanç ola­cak­tır.
Tür­ki­ye’de idam ve iş­ken­ce­le­re son ve­ril­me­li­dir. Bü­tün si­ya­si tu­tuk­lu ve hü­küm­lü­ler için ge­nel bir af çı­kar­tıl­ma­lı­dır.
İş­çi­le­rin, köy­lü­le­rin, ay­dın­la­rın ve sa­nat­çı­la­rın üze­rin­de­ki bas­kı­la­ra son ve­ril­me­li­dir. Bir bü­tün ola­rak emek­çi hal­kın, eko­no­mik-de­mok­ra­tik-si­ya­si hak ve öz­gür­lük­le­ri ta­nın­ma­lı, ör­güt­len­me ya­sak­la­rı kal­dı­rıl­ma­lı­dır. De­mok­ra­si­nin ku­ral­la­rı ge­çer­li kı­lın­ma­lı, in­san hak­la­rı la­yı­kıy­la ko­run­ma­lı ve gü­ven­ce al­tı­na alın­ma­lı­dır.
Kürt ulu­su ve di­ğer azın­lık­lar üze­rin­de sür­dü­rü­len bas­kı ve yok et­me ça­ba­la­rı­na son ve­ril­me­li, ulu­sal ve de­mok­ra­tik hak­la­rı ta­nın­ma­lı­dır.
Çağ­rı­mı­zın yan­kı­sız kal­ma­ya­ca­ğı­na, se­si­mi­ze ku­lak ve­ri­le­ce­ği­ne ina­nı­yo­ruz.
Say­gı­la­rı­mı ve en iç­ten duy­gu­la­rı­mı ka­bul edi­niz…”

(Ma­yıs, sa­yı 3, 1984, say­fa 39-41)