Yoksul, geri ve bağımlı ülkemizde, halkımızın emperyalist boyunduruktan ancak devrimle kurtulacağına inanan, bu uğurda yılmadan mücadele veren yiğit arkadaşlarım… Merhaba!…
Tarihin kendilerine devrime önderlik görevini yüklediği işçi sınıfının kahraman çocukları… Merhaba!… Merhaba, emperyalizme karşı yiğitçe savaşan dünya halkları!… Merhaba!… Arkadaşlarım, kardeşlerim!… Bizler, modern köleci toplumun çeşitli alanlarında çalışan ve alın terimizle, kolumuzun, beynimizin üretkenliği ile ona can katan, bu sistemin varlık nedeni ücretli modern köleleriz. Bizleri ücretli köle yapan, üretim araçlarının özel mülkiyetini elinde tutan, bütün çalışanları kendi çıkarlarına hizmet etmeye zorlayan, emperyalizmin uşağı büyük sermaye ve onun gerici ortaklarıdır. Onları, geniş halk sınıf ve tabakaları üzerinde sömürü ve tahakkümlerini sürdürebilmek için, siyasi, ekonomik, askeri, ideolojik ve sosyal kurumlara sahiptirler. Üretim araçlarının özel mülkiyeti, toplumun ortak mülkiyeti haline dönüştürülmeden, işbirlikçi sermaye sınıfı, gerici ortakları ile birlikte yenilmeden, emperyalizmi ve dünya gericiliğinin ideolojisi ve siyaseti yenilmeden gerçek özgürlük mümkün değildir. İşte bunun için gerçek özgürlük, bağımsızlık ve demokrasi için bizler, modern toplumun ücretli köleleri, boynumuzdaki, kollarımızdaki, artık halkaları çürümüş esaret zincirlerini, ücretli köleliğin maddi ve manevi temelini parçalamak için sosyalizmin bilimini öğrenmeliyiz… Ona güvenmeliyiz… ülkemizin devrimci pratiği ile birleştireceğimiz sosyalizmin evrensel gerçeği kurtuluşun aydınlık yolunu bize gösterecektir… Kardeşlerim!… Bugüne kadar, sosyalist mücadelenin en önemli hatalarından biri, işçi sınıfı hareketiyle birliğini kuramamasıdır. Bu, sosyalizmin özünü kavrayamayan burjuva ve küçük burjuva aydın çevrelerden gelen sınıfsal bir hastalıktır. Sosyalizmin, işçi sınıfı ve onun devrimci partisinin önderliğinde köylülere, dar gelirli yoksul emekçi kitlelere, onların gerçek maddi ihtiyaçlarına cevap veren, toplumu değiştirecek bir öğreti olarak görüleceği yerde, burjuvazi egemen güçlere hoş görünmek, sosyalizmin tehlikesiz, zararsız bir öğreti olduğunu kabul ettirmek, inandırmak için, hayati ilkelerden taviz verilmiş, sosyalizmin bilimi kuşa çevrilmiş, tanınmaz hale getirilerek katledilmiştir… Buna rağmen burjuvazi, kendi şefaatine sığınan sosyalistleri ezmekten kaçınmamıştır. Sınıf mücadelesinin yenilmeye mahkum kanadı olan burjuvazi iyi biliyor ki, sosyalizm kendisi için çok tehlikelidir. Burjuvazinin faşist gerici kesimi, reformcu kanadına bile tahammül edemez. En küçük demokratik kıpırtılardan bile ürker. Fakat ne yazık ki halkın gelişen mücadelesini ve sosyalizmin devrimci ışığını söndürme olanağı artık yoktur. Baskı ve şiddeti, zindanları ve darağaçları ömrünü uzatmayacak, aksine kısaltacaktır. Çünkü sosyalist mücadele, gücünü işçi sınıfının ve emekçi kitlelerin tarihi haklılığından alır. Amacı halk iktidarını, halk demokrasisini kurmaktır. Emperyalizme, burjuvaziye ve gerici ortaklarına taviz vererek, uzlaşarak, sosyal barış masallarıyla şirin görünmek ihtiyacı duymaz. Yapılacak tek şey proletaryanın devrimci partisinin önderliğinde, yoksul emekçi sınıf ve tabakaların gerçek ihtiyaçlarını temel alarak, emperyalizme, burjuvaziye ve gerici ortakları olan feodal kalıntılara, onların siyaset ve ideolojilerine karşı yılmadan mücadele etmektir. Partiden, proletaryanın iktidar mücadelesine önderlik edecek partiyi anlıyoruz. Aynı zamanda böyle bir partinin, oportünistlere, revizyonistlere, dogmatiklere, sol sekterlere karşı amansız, uzlaşmaz bir savaş vermeden, parti saflarını bu unsurlardan temizlemeden devrime önderlik görevini başarıyla yerine getireceğine de inanmıyoruz. Kardeşlerim!… Emperyalizmin yiğit dünya halklarından ağır darbeler yediği şu günlerde, emperyalizmin uşakları, faşist baskı, tertip ve tuzakları yoğunlaştırıp halkın gelişen mücadelesini önlemek, saptırmak istiyorlar. Onlara verilecek doğru cevap, en kısa zamanda devrimci hareketin birliğini oluşturmaktır. Önümüzdeki tarihi görev budur ve tarihi zorunlulukta bunu emrediyor. Evet!… Acil görevimiz “DEVRİMCİ HAREKETİN BİRLİ⁄İDİR”… Bütün yüreğimle inanıyorum ki, anti-emperyalist mücadele birliğini oluşturursak… EMPERYALİZM ÇÖKECEKTİR… Faşizme karşı en geniş birliği kurar, devrimci halk hareketlerini örgütler, geliştirirsek… FAŞİZM YENİLECEKTİR… Devrimci hareketin birliği gerçekleştirilebilirse, işçi sınıfının ve onun devrimci partisinin önderliğinde… HALKIN DEMOKRATİK İKTİDARI ZAFERE ULAŞACAKTIR… YILMAZ GÜNEY (Siyasi Yazılar, Cilt 3, sayfa 101-104, Mayıs Yayınları) |
0 yorum:
Yorum Gönder